Salı, Kasım 04, 2008
Yeniden Siftah
Yazmayali kac ay oldu bilmiyorum. Aslinda bi onceki postun tarihine yazmaya baslamadan once bakabilirdim galiba ama yazmaya basladim bile o yuzden tahminen ben diyim 5 ay, yine ben diyim 6 ay. Bu kadar sure yazmadiktan sonra ilk yazdigim postun icerigi New York hakkinda olmaliydi gibi hissediyorum ama ilhamin ne zaman parmaklara vuracagi belli olmuyor - tuvalette degilim yanlis anlasilmasin. :P
Az once Richard Meier'in sunumundan ciktim. (Ohom evet, burada bayagi sansliyim, Meier gibi adamlar okuluma gelip sponsor istemeden konusmalar yapiyorlar.) Siir gibiydi. Tasarimda tek dogru, tek yaklasim, tek stil, tek anlayis yok. Iyi islerin ortak noktasi tutku. Ben hala islerimi sunarken ezilip buzuluyorum, guvensizligim bazen tavan yapiyor. Herkese kendini sevdirme zorunlulugu hissiyatindan olsa gerek, egosantrik cok bilmis tasarimcilar gibi konusamiyorum. Ama bunun alternatif tutumu bu degil. Ve aslinda isin sunum kismi da projendeki tutku katsayisinin buyuklugunun birebir gostergesi de degil. Yani aslinda verdigim yanlis bir ornek oldu bu noktada. Soylemek istedigim sey, bir isi begenmem icin o isin ayni benim yapacagim tarzda olmasi gerekmiyor. Ayni olmasina da zaten imkan yok. O ise saygi duyduran sey o isin tutarliligi, kararliligi, yapan kisinin isine bagliligi ve tutkusu. Butun bunlarin yaninda isinin ehli olmak da onemli tabi; ama kimse o noktadan baslamiyor sonucta.
Bu sunum galiba bir de kararsizligimi bana animsatti; guzel olan her seye nasil kolay vurulabildigimi. Ve sahip oldugum seyleri, bulundugum noktayi nasil sorgulamaya meyilli olusumu. Ic mimarlik guzel meslek. Benim meslegim. Ileride buyuk ihtimalle icra edecegim, hayatimi kazanacagim meslek. Ama kimi zaman arada kalmislik hissi uyandiriyor. Ne mimari gibi abidevi, ne de urun tasarimi kadar ele avuca sigar olcekte. Ne mimari kadar siirsel, ne de urun tasarimi kadar antropolojik. Ne mimari kadar gormus gecirmis ilginc hikayeleri bitmeyen bilge aile buyugu havasinda, ne de urun tasarimi kadar ergen devinimler icinde... Benzetmeler sacmalasir, liste de boyle gider galiba; ama bu benzetmelerle ic mimarinin ne olmadigini soylemis oluyorum. Ne oldugunu, olma potansiyeli oldugundan bahsetmiyorum. Ama bence meslek olarak kemiklesmek icin sagina soluna omuz atarak yer edinmeye calismak ya da baskalarinin ona ettigi zalimliklerden bahsedip durmak yerine kendini daha iyi tanimlamaya, yetenekli ic mimar ev hanimlarimizi uzmeden entellektuellesmeye, kendi teorilerini gelistirmeye ihtiyaci var.
Ne olursa olsun, iyi yapilan is takdir edilir. Kimse gormese bile en azindan yapanin icine siner. Kendim icin, ne yaparsam yapayim yapacagim islere her zaman inanmayi diliyorum. Ben inanmazsam kimse inanmaz.
Herkes icinse dunya barisi.
Peace. :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
ben sana inaniyorum hadi elde var 1.
blog yazmaya tekrar baslamaktan zor olamaz zaten hicbisi..
bloga geri donuslerin dalga dalga olmasini temenni edeyim ben de, tekrar hoşgelişler ola :)
Yorum Gönder